Sivilce İzleri ve Lekeleri Tedavisi
Akne ya da halk arasındaki kullanımıyla ‘’sivilce’’ toplumun büyük kısmı tarafından yeterince önemsenmeyen, oysaki özellikle ergenlik döneminden başlayarak kişilerin psikolojisini olumsuz şekilde etkileyen, tedavinin yanlış yapılması durumunda ise kişinin cildinde uzun vadede kalıcı sivilce lekelerinin ve izlerinin oluşmasına neden olabilecek dermatoloik bir problemdir.
Bilinmesi Gerekenler !!!
• Yağlı beslenmeyle sivilce oluşumu arasındaki direkt ilişki kanıtlanamamıştır. Sivilce, hormonsal ve genetik faktörlerin etkisiyle oluşur.
• Yağlı beslenme her ne kadar sivilce oluşumuna etki etmese de cilde uygulanan alınan yağlar (kozmetik ürünlerde bulunan yağlar) sivilce oluşumuna neden olabilir.
• Sivilce olan kişiler makyaj yapabilir; ancak doğru ürünlerin seçilmesi gerekir. Komedojenik içerikli ürünlerden kaçınılmalıdır.
• Sadece cildinizi temiz tutarak akneden kaçınmak mümkün değildir. Diğer yönden sivilcelerinizin olması cildinizi iyi temizlemediğiniz anlamına gelmez.
• Nüfusun %90’ı hayatlarının bir döneminde akne problemiyle karşılaşmaktadır.
• Akne lekeleri ve izleri lazer cihazlarındaki teknolojik gelişmeler ve dermatoloji tedavilerindeki gelişmeler sayesinde tedavi edilebilir hale gelmiştir.
Sivilce nedir?
Akne, cildin orta tabakasında yer alan yağ bezlerinin “sebum” adı verilen aşırı yağ salgısından kaynaklanan bir deri hastalığıdır.
Kıl kökü haznesinin tıkanması sonrası sebum salgısı ile ortaya çıkan oluşuma Corynbacterium Acnes adı verilen bakterinin eklenmesi ile klasik sivilce görünümü ortaya çıkar.
Sivilce izleri veya lekeleri neden oluşur?
Sivilcelerin etkin bir şekilde tedavi edilmediği durumlarda oluşan en sık gördüğümüz olumsuz görünüm sivilce lekesi veya sivilce izi kalmasıdır.
Sivilce lekeleri; Sivilcelerin iyileştikten sonra derinin renginde görülen değişimdir.
Bu genellikle deriden daha koyu renkli olur, nadiren de daha açık renkli olabilir. Sivilce lekeleri deri ile aynı hizadadır, kabarıklık veya çukurluk yoktur.
Sivilce izleri; Sivilceler iyileştikten sonra cildin üzerinde deri yüzeyine göre genellikle çukur, bazen de kabarık düzensizliklerin oluşmasıdır.
Sivilce izleri ve sivilce lekeleri sıklıkla birlikte olur.
Cilt yüzeysel çapta yaralandığında ya da yanık durumu ile karşılaştığında, kendini iz kalmadan tedavi edebilir. Ancak derinin orta ve alt tabakasının zarar gördüğü derin yaralanma ya da yanıklarda iyileşme sürecinde iz kalma ihtimali yüksektir, çünkü cilt dokusu daha fazla zarar görmüştür.
Tıpkı yaralanma ya da yanık vakalarında olduğu gibi, cildimiz sivilce oluştuğunda bunu bir mücadele edilmesi gereken sorun olarak algılar, inflamasyon denilen süreci başlatır.
Bazı sivilceler folikül duvarlarında yırtılmaya neden olur, bu durumlarda cilt kendini tedavi etmesinde görevli hücreler zarar görür. Bu durum sonucu, ciltte gerektiğinden fazla kollajen ürettildiği zaman oluşan yara izi tipi hipertrofik (keloid izi) olarak adlandırılırken, gerekenden az kollajen ürettiği durumda oluşan yara izi tipleri atrofik izler sınıfına girer ve çukur şeklinde kendini belli eder.
Yani sivilce izleri kişisel özelliklere göre deri yüzeyinden daha kabarık veya daha çukur olabilir. Akne izleri en sık atrofik yani çukur şeklinde izler şeklinde görülmektedir.
Hangi durumlarda sivilce izi veya sivilce lekesi oluşur?
Akne izi veya lekesi kaçınılmaz bir sonuç değildir. Ancak çok sık görüyoruz. İşte nedenleri;
• Sivilce tedavisinin yapılmaması en önemli nedendir. Akne sorunu ne kadar ağır olursa olsun, tedavi etmek mümkündür. Ancak sıklıkla genç yaşta iken önemsenmez ya da kulaktan dolma bilgiler ile yaklaşım yapılmaya çalışılır. Sivilceler dermatoloji uzmanlığının konusudur. Bu sorun için dermatoloji doktoruna gidildiği zaman verilen tedaviler düzgün olarak uygulandığı zaman çözüme ulaşılacaktır.
Amaç daha sivilcelerin başlangıç aşamasında leke veya iz oluşumunu engellemektir. Akne tedavisi için detayları şu sayfamızdan edinebilirsiniz; www.dk-klinik.cpm.tr/akne-sivilce-tedavisi.
• Sivilcenin boyutunun büyük olması sivilce lekesi ve izlerinin oluşumu için önemli nedenlerden birisidir.
• Sivilceyle oynanması ya da sıkılması durumunda iz veya leke kalmayacağı halde, bu olumsuzluklar ile karşılaşmaya neden olur.
• Sivilcelerin papülo-püstüler olması çok gecikmeden tedavi edilmesi gerektiğini göstermektedir. Papülo-püstüler sivilce demek, iri deriden iyice çıkıntılı, sarı iltihaplı olan sivilce tipi demektir. En fazla sivilce izi bırakan sivilce tipidir.
• İltihaplı sivilcelerin güneş ışığıyla sürekli teması gibi nedenler sivilce lekelerinin oluşmasına neden olabilmektedir.
Sivilce lekeleri ve izlerinin tedavisi mümkün müdür?
Elbette mümkündür.
Ancak öncelikli amaç sivilcelerin zamanında tedavi edilmesi ve leke-iz oluşumunun engellenmesi olmalıdır. Çünkü sivilce lekelerinin ve izlerinin tedavisi, sivilce tedavisine göre çok daha zor, çok daha masraflı, çok daha uzun bir süreçtir.
Sivilce leke ve izlerinin tedavisinde ilk baktığımız durum, halen aktif sivilcelerin olup olmadığıdır. Eğer sivilceler halen çıkıyor ise etkin bir sivilce tedavisi yapılmalıdır, çünkü yeni akne izi ve lekelerinin oluşumunun önüne geçilmelidir. Aksi takdirde tekrar leke ve izlerin tedavisi yapılması gerekecektir.
Sivilce lekeleri için kesin çözüm nedir?
Yukarıda açıkladığımız gibi oluşmuş sivilcelerin ve izlerinin tedavisinin yanında, yeni oluşacak sivilcelerin önünü kesmek oldukça önemlidir çünkü yeni oluşacak her sivilce bir sivilce izi adayıdır.
Sivilcelerin tedavisinde komedon veya siyah noktalar adı verilen iltihap içermeyen küçük yağ birikintiler asidik ürünler ile tedavi edilmelidir. Çünkü genellikle sivilcelerin öncüleridir.
Azeleik asit, salisik asit, retinoik asit içeren kremler veya glikolik asit ile yapılan kimyasal peeling işlemleri, komedonların iltihaplaşarak akneye dönmesini engelleyen ve akne oluşumunu azaltan önemli bir tedavi basamağını oluşturmaktadır.
“Püstül”, “nodül”, “kist” adı verilen yangılı (inflamatuar) akne lezyonlarında ise, aknenin derecesine göre yüzeysel krem tedavilerinden bağlayıp, ağızdan antibiyotik veya retinoik aside varan tedavi seçenekleri uygulanmaktadır.
Hafif düzey aknelerin tedavisinde, topikal antibiyotik kremler, benzolyl peroksit içeren kremler ve topikal retinoidli kremler ön planda kullanılmaktadır.
Orta şiddetteki akne lezyonlarında, ağızdan antibiyotik tedavisi (özellikle 3 ayı geçmeyecek şekilde tetrasiklinler), bazı durumlarda kadınlarda östrojen içeren ilaçlar kullanılabilmektedir.
Şiddetli akne lezyonlarının tedavisinde ise isotretinoin tedavisi önemli tercihler arasındadır.
Sivilce izleri tedavisinde ise başlıca şu yöntemler kullanılır:
• Fraksiyonel CO2 lazer uygulaması sivilce leke ve izlerinin tedavisinde kullanılan en etkili yöntemlerden birisidir. Çok güçlü bir lazer sistemi olan CO2 lazer ile derinin üzt tabakasının buharlaştırılması esasına dayanır. Detaylarını şu linkten okuyabilirsiniz, www.dk-klinik.com/fraksiyonel-co2-lazer.
• Fraksiyonel iğneli radyofrekans ya da ülkemizde daha çok bilinen isimleri olan Altın İğne uygulaması, Scarlett uygulaması radyofrekans sistemi ile cildin onarım sistemlerini devreye sokarak iz ve lekelerin tedavisinde kullanılmaktadır. Detaylarını şu linkten okuyabilirsiniz, www.dk-klinik.com/altin-igne-radyofrekans.
Yukarıda söz ettiğimiz yöntemler, ikili tedavi olarak orta ve ileri akne izlerinde uygulanabilecek en etkin tedaviler arasında yer almaktadır.
• Subsizyon tedavisi, derin akne izlerinde kullanılan küçük bir cerrahi işlemdir. Derin izler genellikle fibröz bir bant ile alttan derinin daha alt tabakasına bağlı olmaktadır. Bu da çukurluğun daha belirgin olmasını sağlar. Çukurluğun yan tarafından girilerek bu bandın kesilmesi işlemine subsizyon denir ve çukurluğun daha yüzeyelleşmesi sağlanır.
• Kimyasal peeling uygulaması ile derinin üst tabakası soyularak akne izlerinin belirginliği azaltmaktadır. Asidik ürünlerin kullanıldığı kimyasal peeling işleminde farklı ürünler kullanılmakta ve cildin farklı derinliklerine kadar inilmektedir. Detayları şu linkten okuyabilirsiniz, www.dk-klinik.com/kimyasal-peeling.
• Karbon peeling, Q-switch NdYag lazer sistemi ile yapılan bu uygulama sivilce izlerinden çok sivilce lekelerine etkilidir. En önemli özelliklerinden birisi her mevsim rahatlıkla uygulanabilmesidir. Ayrıca siyah noktaları etkin bir şekilde temizleyerek yeni sivilce oluşumunun önüne geçmektedir. Detaylarını şu linkten okuyabilirsiniz, www.dk-klinik.com/karbon-peeling.
• Dermapen gibi mikro-iğneleme yöntemleri ile sivilce izi bulunan bölgelerde birçok mikro yara oluşturulur. Vücudumuz kollajen salgılayarak bu mikro yaraları hızlı şekilde onarır ve onarırken sivilce izleri daha az belirgin hale gelir. Detaylarını şu linkten okuyabilirsiniz, www.dk-klinik.com/dermapen.
• Mezoterapi yöntemi ile verilen cildin kollajen ve hyalüronik asit üretimini arttıran işlemler özellikle, diğer tedavilerden sonra cildin daha pürüzsüz hale gelmesi için kullanılmaktadır. Detaylarını şu linkten okuyabilirsiniz, www.dk-klinik.com/mezoterapi.
• Dolgu uygulamaları ile akne izlerinin oluşturduğu çukurlukların belirginliği azaltılır. Bu uygulamanın belli aralıklar ile tekrar edilmesi gerekebilir. Detaylarını şu linkten okuyabilirsiniz, www.dk-klinik.com/yuz-dolgusu.
Bu kadar çok tedavi seçeneğinde hangisi size uygudur?
Sivilce izi ve sivilce lekelerinin tedavisinde hangi yöntemin kullanılacağı, leke ve izlerin yaygınlığına, derinliğine, sivilce probleminin devam edip etmemesine, mevsime göre değişmektedir.
Akne ve akne izi tedavisi uzun süreli ve basamaklı bir tedavidir.
Bundan dolayı iyi bir hasta-hekim diyaloğu ve düzenli kontrollerin yapıldığı bir ortamda mümkündür.
Akne izleri ve lekeleri tamamen geçer mi?
Sivilce lekelerinin tedavisi zorlu olsa da tamamen cildin eski haline gelme olasıiığı fazladır.
Ancak sivilce izlerinin tedavisi çok daha zorludur. Eğer sayısı az ve derinliği az izler varsa sonuç çok yüz güldürücü olmaktadır. Ancak orta veya derin izler varsa düzelmenin ne oranda olacağı önceden kestirmek zordur. Etkin bir tedavi protokolü uygulanır ve bu süreçte kişi cildini iyi korur ise önemli ölçüe düzelme sağlanabiliyor. Derin izlerde hiç bir tedavi ile tam düzelme olmasını beklememek gerekir. Eğer izlerin görünümünün iyice azalması, nerede ise normal deri ile aynı yüzeye gelmesi isteniyor ise dolgu uygulamaları ile bu sağlanmaktadır.
Akne izleri ve lekeleri konusu ne yazık ki oldukça fazla sömürüye açıktır. Başında dermatoloi uzmanı olmayan salonlar, merkezler ne yazık ki bilimsel bir temeli olmayan vaatlerde bulunmakta, yüzde yüz garantiler vermektedirler. Akne izleri ve lekeleri cilt bakımı ile, basit bir iğneli cihaz ile veya birkaç solüsyon sürülerek geçirilemiyor ne yazık ki.
Akne ile mücadele sırasında yapılması ve yapılmaması gerekenler nelerdir?
Yapılan bilimsel araştırmalar akne oluşumu ile beslenme (diyetteki yağ gibi) arasında herhangi bir ilişki saptamamıştır. Bu nedenle uzun süredir akne hastalarına diyet verilmemektedir.
Ayrıca kahve ve kolalı içeceklerin de arttırıcı bir etkisi görülmemiştir.
Ancak akne, genetik yapı ve hormonlara bağlı olarak oluşsa da, bazı çevresel faktörlerle ile artabilmektedir.
Nemli- sıcak hava, cilde baskı uygulanması, klorlu su sayılabilecek fiziksel etkenlerdir.
Tıbbi tedavi yanında kişinin özellikle püstül dediğimiz iltihaplı lezyonları sıkılmaması gerekir, aksi takdirde ikincil bakteriyel enfeksiyonlar ve akne izlerinin oluşum riski artar.
Komedon adı verdiğimiz siyah nokta ve yağ butonlarının 3-4 haftada bir meyve asitleri ile yapılacak kimyasal peeling ile azaltılması mümkündür.
Peeling sonrası inatçı komedonlar buhar uygulamasını takiben komedon press adını verdiğimiz tıbbi başlık ile temizlenmelidir.
Akne hangi hastalıklarla karıştırılır?
Başarılı olmayan bir akne tedavisinde, başka bir hastalık ile karıştırılıp uygun tedavi yapılıp yapılmadığı ekarte edilmelidir. Akne benzeri oluşumlar görülen rozacea (gül hastalığı), pannikülit, bakteriyel- fungal follikülit tanı aşamasında elemine edilmelidir.