DK Klinik ve Sağlık Bakanlığı’na bağlı doktor gözetimindeki saç ekim merkezlerinde aşağıdaki işlem süreci takip edilir:
1) Öncelikle traş yapılarak bütün saçlar tamamen kesilir.
2) Saç ekimi cerrahi bir işlemdir. Hasta her ne kadar işlem boyunca uyanık olsa da ekim yapılacak bölge lokal anestezi ile uyuşturulur ve hastanın hissedeceği acı yok gibidir.
3) Donör bölgede bulunan saç folikülleri çıkartılır ve özel bir solüsyonun içerisinde bekletilir. Donör bölgeden ne kadar saç folikülünün çıkartılacağı ekilecek greft sayısıyla doğru orantılıdır.
Saç folikülleri, punch biyopsi işlemi ile çıkarılır. Biyopsi kalemi bir çok hassas bir motora bağlı olarak çalışmaktadır.
Punch biyopsi kaleminin ucundaki aparatlar donör bölgenin yapısına göre değiştirilebilir. Bazı bölgelerde daha kalın uçlu aparatlar kullanılırken bazı bölgelerde daha ince aparatlar kullanılabilir.
4) Alnımızla saçımızın bitiştiği noktada beliren çizgi olan saç ön çizgisi belirlenir. Bu çizginin doğru belirlenmesi saç ekimi sonucunda alacağınız sonucun doğal görünmesi açısından oldukça önemlidir.
Kişinin yüz şekli, yaşı ve cinsiyeti ön saç çizgisini belirleyen başlıca faktörlerdir.
Girintileri, çıkıntıları hesaba katılmalı, saçların doğal çıkış yönü, hastanın beklentileri ve saç dökülmesinin devam edip edilmediği birlikte hesaplanmalıdır.
Bu işlem özellikle deneyim gerektirir ki, sça ekimi yapıldığı beklli olmasın ve kişi doğal görünümlü saçlarına kavuşsun. Aksi takdirde çim adam görünümü kişinin saç ekimi yaptırdığını çok belli edebilmektedir.
5) Ekim yapılacak bölgeye, saçların dökülmeden önceki çıkış şekline ve yönüne göre kanallar açılır. Saç kanalı açılmış alanlara ekim yapılmaya başlanır.
Tecrübeli bir ekip ekimi yaparken aşağıdaki noktalara dikkat eder.
6) Saç ekimi bitiminden sonra köklerin alındığı alan kapatılır ve saç ekimi sonrasında dikkat edilmesi gereken hususlar kişiyle paylaşılır.
Her gün dışarıda yürürken, otobüste seyahat ederken, bir kafede kahvenizi yudumlarken, kısaca insanla temas edilebilecek her noktada birçok saç ekimi yaptırmış kişi görür fakat bunları neredeyse hiçbir zaman fark etmezsiniz.
Aslında bu örnek ‘’saç ekimi doğal görünüyor mu?’’ sorusuna verilebilecek en doğru yanıttır.
Saç ekimi yapıldıktan 2 ay içinde ekimin ilk etkilerini görmeye başlarsınız ve saçlarınız uzamaya başlar. Bu saçlar peruk ya da başkasının saçı değildir. Sizin donör bölgenizden alınan doğal saçlarınızdır, dolayısıyla uzayan saçlar sizin saçlarınız olduğu için – iyi bir saç ekim ekibi tarafından son teknolojik imkanlar ile yapıldığında – doğal görünmemesi için hiçbir sebep yoktur.
Ekilen saçın dokusu, uzama hızı ve rengi tamamen doğal saçınızın özelliklerini taşır.
Şöyle açıklayabiliriz:
Diğer yandan son senelerde FUE tekniği ile yapılan saç ekimlerinde FUT tekniğindeki gibi fark edilir bir ameliyat izi kalmamakta, dolayısıyla doğal görünüm FUT tekniğine göre daha mümkün olmaktadır. Bu yönüyle FUE tekniği saç ekimi alanında bir devrim olarak kabul edilmektedir.
O zaman neden bazı kişilerin saç ektirdiği kolaylıkla anlaşılabiliyor?
Hiç tanımadığınız bir şehire gittiğinizi ve bir restoranda yemek yemeyi düşündüğünüzü varsayın.
İki restoran arasında kararsız kalıyorsunuz, bir restoran ağzına kadar müşteriyle dolu diğerinde ise tek müşteri dahi yok. Muhtemelen hangisinde yemek yemeye karar verirdiniz?
Bu sorunun cevabı birçoğumuz için belllidir. Kalabalık olanı seçeriz. Bu şekilde alacağımız risklerin önüne geçtiğimizi düşünürüz. Mekanın kalabalık olması bizim için adeta bir tavsiye niteliğindedir.
Eğer kalabalıksa muhtemelen işlerini iyi yapan uzman bir ekibin olduğunu birçok kişinin memnun kaldığını varsayarız.
Hatta doktor seçerken bile etrafımızın verdiği tavsiyelere göre karar veririz. Durum hayatımızın her köşesinde geçerlidir. Mobilya seçiminden, cep telefonu seçimine kadar yakınlarımızın ya da güvendiğimiz kişilerin tavsiyeleri bizim için son derece önemlidir.
Dolayısıyla bir işlemi uzmanlarının yapması alacağımız riskleri azaltmak açısından kayda değerdir.
Saç ekimi işlemi için de aynısı geçerlidir. Uzman olmayan kişiler tarafından yapılan saç ekim işlemleri saçların doğal görünmemesi dahil birçok farklı soruna yol açabilir. Bakanlık tarafından denetlenmeyen, merdivenaltı diye tabir edilebilecek yerlerde tecrübesiz kişiler tarafından yapılan işlemlerden önce sağlığınız sonra görüntünüz için uzak durmanızı tavsiye ediyoruz.
Saç ekiminin doğal görünmemesinin altında yatan başlıca 4 sebep şunlardır:
1- Saçın doğal uzama yönü ve açısıyla örtüşmeyecek şekilde ekim yapılması
Saç ön çizgisinin yüz şekline uygun biçimde tasarlanmalıdır. Bunun yanında yapılacak analizde saçların doğal uzama yönünün belirlenmesi ve bu yönde ekim yapılması doğal görüntü için hayatidir.
2- Ense bölgesi dışında başka bir bölgeden donör kullanılması
Kafanızın arka bölgesindeki donör bölge dışında yer alan bölgelerin donör bölge olarak kullanılması (göğüs, bacak gibi) saçınızın doğal görüntüsünü bozabilir.
3- Olması gerekenden az ya da fazla greft ekilmesi
Donör bölgenizdeki bir saç folikülünde santimetrekare başına düşen saç miktarı ne kadar ise, saçınızın olmadığı bölgelerdeki her santimetre kareye ortalama o kadar saç ekilmelidir.
Diğer yönden anatomik olarak saçımızdaki her bir saç folikülünün bulundurduğu yani içinden çıkan saç teli sayısı değişim göstermektedir.
Bunlar rastlantısal olarak dağılmıştır. Bazı folikülerin içinde 1 tel varken, bazı saç foliküllerinde 2, bazılarında 3, nadiren ise 4 saç teli vardır.
Dolayısıyla saç ekimi işlemi yaparken en çok dikkat ettiğimiz noktalardan biri saç derisinin doğasına uygun şekilde saç foliküllerini rastlantısal olarak 1 telli, 2 telli, 3 telli ya da 4 telli ekerek işlem yapmak ve bunu kafa derisine raslantısal olarak dağıtmaktır.
Ancak ön saç çizgisi oluşturulurken içinde tek saç teli içeren greftlerin seçilmesi önemlidir. Çünkü aslında buluna ön saç çizgisi genellikle tek saç kılı içeren foliküllerden oluşmaktadır.
4- İşlem sonrasında doktor tavsiyelerine uyulmaması
Her tıbbi işlemden sonra doktorun tavsiyelerine uyulması çabuk iyileşme ve istenilen sonucun elde edilmesi için önemlidir.
Eğer işlemden sonra doktor tavsiyelerinin dışına çıkılırsa işlemin başarı şansı düşer.
Bunlar dışında saç ekilen bölgelerde saç yoğunluğunun yanlış ayarlanması, saç ekim ekibinin tecrübesizliği, yüksek miktarlı greft ekimlerinin (4000 – 5000) tek bir güne sığdırılmaya çalışılması gibi birçok sebep doğal görüntünün dışına çıkılmasına neden olur.
Hangi Saç Tipine Hangi Yöntem?
Saç ekiminin nasıl bir sonuç vereceği bir bakıma saç yapınıza bağlı olsa da; saç yapınız saç ekimine engel teşkil etmez.
Dolayısıyla hangi saç tipine sahip olursanız olun iki yöntem de kullanılabilir.
Ancak uygulama açısından ve elde edilen sonuçlar açısından FUE ön plana geçmektedir.
Ayrıca işlemden en iyi sonucu almanızı sağlayacak en önemli etkenlerden biri de, saç ekimi için kullanılan donör bölgedeki saç yoğunluğu ve kalitesidir.
Genellikle saç tipi, saç telinin kalınlığı veya şekli saçı dolgun gösterse de saç yoğunluğu ile aynı olduğu konusunda yanılgıya düşülür. Öncelikle bu yanılgıya düşmeden beklentilerinizi netleştirebilmek için uzmanınıza görünüp saç analizi yaptırmanızı öneririz.
FUT (Follicular Unit Transplantation ) Yöntemi Nedir?
FUT tekniği FUE tekniğine göre daha zahmetli olduğu bir yöntemdir. FUT tekniği, ense bölgesinden bir doku şeridi alınması esasına dayanır.
Yaklaşık olarak eni 1 ile 1,5 cm olan ve boyu gereksinime göre 10 ile 20-25 cm’e ulaşan bir kafa derisi (kemiğe kadar olacak şekilde bir kalınlıkta) şeridi çıkarılır.
Daha sonra bisturi yardımı ile bu şerit tek tek olacak şekilde saç foliküllerine ayrılır. Bu aşamadan sonra saç folikülleri, dökülen bölgelere nakledilir.
Genellikle ilerlemiş saç dökülmesi vakalarında tercih edilebilir. Şeridin kesilerek çıkarılması ve ardından kesilen bölgenin kapatılması için dikiş atıldığından diğer yönteme göre ileri cerrahi müdahale gerektirir.
FUT yönteminin bir avantajı şeritten çıkarılan edilen saç köklerini tutan yağ tabakasının daha yoğun olmasıdır. Saç kökünü çevreleyen yağ tabakası, ekilen saç köklerini daha uzun süre nemli tutacağı için saç kökünün yaşama olasılığı daha yüksek olduğu ifade edilmektedir.
Ancak gelişen teknolojik cihaz ve yöntemsel ilerlemelerden sonra FUT tekniğini bu avantajı FUE tekniği ile de sağlanarak, aradaki fark kapatılmıştır.
FUE ( Follicular Unit Extraxtion) Yöntemi Nedir?
İnsan saçlı deri bölgesindeki kıl kökleri, foliküllerin dermal bileşimi özelliğinden dolayı vücudun diğer bölgelerine göre farklıdır.
Vücudun diğer bölgelerinde tek bir kökten 1 adet kıl çıkarken, bu özellik yüzünden saçlı deride tek bir kökten 1 ile 4 arasında kıl çıkabilmektedir.
Bu farklı sayıda saç teli içeren saç kökü grupları kafa derisi üzerinde rastgele dağılım sergiler. Ancak ön saç çizgisinde genellikle tekli gruplar yani 1 saç folikülünden 1 kıl çıkacak şeklinde yerleşim olmaktadır. Saç ekiminin doğal olarak görülmesi için dikkat edilmesi gereken hususlardan birisi de budur.
FUE yöntemi, saç ekimi işlemi için doku şeridi kesilmesine gerek kalmadan, bu foliküller arasından kullanabilecek en verimlilerinin doğrudan tek tek çıkarılarak nakledilmesi işlemidir.
FUT ve FUE Yöntemleri Arasındaki Farklar Nelerdir?
İyileşme süreleri açısından:
Yara izi açısından:
Kullanılan köklerin kalitesi açısından:
Hitap ettiği kitlenin büyüklüğü açısından:
FUT Yönteminden faydalanabilecek insanlar sadece ileri derecede saç dökülmesi durumu yaşayan ve saç derisi esnek olanlarla sınırlıyken, FUE Yöntemi daha geniş bir kitleye hitap etmektedir.
FUE yöntemi ile çok verimli sonuçlar alınmaktadır.
Saç nakil işlemi gerçekleştirmek isteyen hastaların kafasındaki en büyük soru işaretlerinden biri saç naklinin kalıcı olup olmamasıyla ilgilidir.
Kısa şekilde yanıt vermek gerekirse ekilen saçlarınız kalıcıdır. Saçlarınızın alındığı bölgeye donör bölge denilmektedir. Bu alan aynı zamanda ”güvenilir bölge” olarak adlandırılmaktadır.
Donör bölge alanı ense ve kulak üst bölümünü kapsayan bir alandır. Bu donör alanda buluna saçlar, dökülmeye neden olan DHT hormonuna duyarsız bir bölgedir. Güvenilir bölgedeki saç folikülleri oldukça kaliteli ve sağlıklıdır.
Genel olarak donör bölge, genetik olarak dökülmemeye programlanmıştır. Örneğin, genç yaşlardan itibaren saç dökülmesi ile karşılaşan biri 70’li yaşlarına geldiğinde bile donör bölgesindeki saçların hala yerinde olduğunu görürsünüz.
Saç ekiminde kullanılan kökler, donör alan dediğimiz bu dökülmeden etkilenmeyen bölgeden alındığı için, donör bölgeyle aynı genetik kodlara ve karakteristik özelliklere sahip olmaktadır. Dolayısıyla donör bölgenizdeki saçlar uzamaya devam ettiği sürece ekim yapılan bölgelerdeki saçlar da uzamaya devam edecektir.
Bazen donör bölgeyi de etkileyen saç dökülmesi sorunları ile de karşılaşılabilmektedir. Bu durumda ense bölgesindeki saçlar da dökülecektir. Ancak genellikle bu sorun giderildiğinde saçlar geriye gelmektedir.
Saç ekimi sonrası saçlarınız uzamaya başladıktan sonra saçlarınızı şampuanla yıkayabilir, kesebilir, tarayabilir ya da boyatabilirsiniz çünkü bu saçlarınız sürekli uzamaya devam eden kaliteli saçlar olacaktır.
Ancak…
Bazı kişilerde nakil işleminden yaklaşık 2 ile 4 hafta sonra geçici bir saç dökülmesi yaşanabilir.
Bu beklenen bir durumdur. Korkulmaması ancak seyrin gözlemlenmesi gerekir. Bu kayıp, vücudun saç ekimine verdiği bir tepki sonucunda oluşan travmadır. Vakaların neredeyse tamamı geçicidir. Bu erken dökülme sürecini saçın normal şekilde uzamasıyla devam eden başka bir süreç izler ve her şey normalleşir.
Saç ekiminizin kalıcı olması diğer yandan bazı faktörlere bağlıdır. Kalıcı bir başarı için aşağıdaki maddelere dikkat edilmelidir.
Saç ekimi uygun aday için yapıldığında oldukça iyi sonuç verir. Bazı kişiler saç ekimi için uygun olmayabilir, bu kişilere işlem yapılsa da başarı belki daha doğru bir deyimle tatmin oranı düşük olacaktır.
Bu durumda eğer yine de saç ekiminde ısrar edilirse, beklenti yüksek tutmamalı ve sonucun sorumluluğunu kişiler de taşımalıdır.
Hemen burada belirtmeliyiz ki, Biz kliniğimizde, ilkelerimiz gereği uygun olmayan adaylara – ısrarcı olunsa da – saç ekim işlemi yapmıyoruz.
Uygun olmayan adaylar saç ekiminde ısrarcı olur ya da işlemi yapan klinik ya da hastane maddi kaygılarla hareket ederse, hiç saç ekimi yapılmamış olmayı dileyebilirsiniz. Aynaya baktığınızda karşılaştığınız sonuç, eski halinizi aratabilir.
Size saç ekimi yapılabilmesi aşağıdaki kriterlere uygun olmanıza bağlıdır:
1- Saç dökülme düzeyinizin Norwood-Hamilton Ölçeğine göre 2 veya daha üzeri bir derecede olması
2- Saç dökülmesi sürecinin tamamlanmış veya sonuna gelinmiş olması ve saç dökülmesi sırasında diğer formüllerin denenmesine rağmen bir başarı alınamamış olması (kişide kişiye değişse de ekim için genellikle 30 yaş beklenmelidir çünkü bu yaşa kadar saç dökülmesi henüz tamamlanmamıştır )
3- Donör bölgenizde ekime ihtiyacı olan bölgelerine yetecek kadar saç bulunması: Donör bölgedeki saç yoğunluğu ne kadar fazla ise ekim yapılan bölgelerde de yoğunluk o derece yüksek olacaktır.
Bu 3 maddenin dışında bir travma ya da yanık sonucunda ya da çeşitli cerrahi işlemler sonucunda saç kaybına uğrayan kişiler saç ekimi yaptırabilir.
Bu kriterleri karşılayan adaylar eğer aşağıda bahsedilecek olan rahatsızlıklara sahip değilse genel olarak uygun birer aday olarak varsayılır. Bu kriterleri karşılayıp karşılamadığınıza ancak doktorunuzun gerekli incelemeleri yapması sonunda karar verilebilir.
Saç ekimi işlemi bazı kişilerde daha iyi sonuç verir:
Saç rengi kriteri
Saç rengi ile ten rengi uyum içinde olan kişilerde sonuçlar daha iyi olma eğilimindedir. Saç derisi rengi ve saç rengi arasındaki zıtlık ne kadar büyükse sonuçların doğal olması o oranda negatif etkilenir.
Elbette saç derinizin rengi ve saçınızın renginin arasında zıtlık olması tek başına sonucun daha kötü olacağını göstermez.
Örneğin saç rengi sarı, cilt rengi ise açık olan birisini düşünelim. Bu kişinin saçları ancak çok fazla döküldüğünde gözle görülür hale gelir.
Oysa saç rengi siyah, ten rengi ise açık olan bir kişinin saçının döküldüğü bölgeler daha çok göze çarpar çünkü zıtlık oluşmuştur.
Saç şekli kriteri
Eğer saçınız dalgalı ya da kıvırcık ise daha fazla alan kaplar ve saç derinizin seyrek görüntüsünü engeller. Örneğin siyahilerin saçları genellikle bu özellikleri taşıdığı için daha yoğun görünür.
Saç şekillerinin kıvırcık olmasının bir sebebi siyahilerin sıcak iklimlerde yaşaması ve evrimsel adaptasyon sürecinde saç derilerinin kendini korumaya almasıdır.
Saç telinin kalınlığı
Saç dökülmesinde görünümü belirleyen en önemli faktörlerden biri saç telinin kalınlığıdır. Saç teli kalınlığı saç ekimi sonucunu da oldukça etkilemektedir.
Kalın telli saçlara sahip olan kişilerde aynı sayıda saç kökü ekildiği halde, ince telli kişilere göre çok daha tatmin edici sonuç alınmaktadır.
Çünkü kalın telli saçlar kafa derisinden yansıyan ışığı daha fazla soğuracağı yani azaltacağı için “kellik” görünümü daha az göze çarpar. İnce telli saçlarda ise bu tam tersidir.
Kafa derisinden yansıyan ışık karşınızdakinin gözüne daha rahat ulaşabildiği için aynı sayıda saç olduğu halde “kellik” görünümü daha belirgin olmaktadır.
Saç derisi esnekliği kriteri
Genel olarak saç derisi esnek olanların foliküllerine saç daha kolay nakledileceği için ekimde başarı şansı artar.
Ayrıca egzersiz yapan, ideal kilosunu koruyan, stres düzeyi düşük ve sağlıklı bir beslenme alışkanlığı olan kişilerin bağışıklık sistemi genel olarak daha iyi olduğu için bu kişilerin iyileşme süresi daha kısa ve enfeksiyon riski daha azdır.
Saç ekim işleminde maliyetleri etkileyen başlıca unsur ekilecek greft sayısıdır. Tahmin edebileceğiniz gibi 1500 greft ekimi yapılacak bir hastanın saç ekim ücreti 3000 greft ekim yapılması gereken bir hastanın saç ekim ücretine göre daha düşüktür.
Ayrıca başın derisi daha geniş bir kişi baş derisi daha dar bir kişiye göre daha fazla ekim alanına sahip olduğu için, boş alanı kapatmak için daha fazla grefte ihtiyaç duyar.
Daha fazla greft ekilmesi daha fazla çalışma saati ve daha fazla kaynak kullanımı anlamına gelir ki bu da maliyetleri arttırır.
Ayrıca işlemin hangi yöntem ile yapıldığı fiyatı belirleyen diğer bir faktördür.
FUE, FUT ve robotik cerrahi (ARTAS) için ücretler değişiklik göstermektedir. ARTAS ile yapılan ekimlerin maliyeti yüksekken FUE ve FUT ücretleri yakınlık gösterir.
Nihai fiyat değerlendirmesi yalnızca saç dökülme durumunuz doktorlarımız tarafından incelendikten sonra yapılabilir.
Bu linkten bizimle iletişime geçerek ya da bizi telefonla arayarak fiyatla ilgili ayrıntılı bilgi alabilirsiniz.
Hangisi Daha Önemli? Ekilen Greft Sayısı Mı, Saç Kılı Sayısı Mı?
Saç köklerinin anatomik yapılanması vücudun diğer bölgelerinden oldukça farklıdır.
Vücudun diğer bölgelerinde 1 folikülden 1 adet kıl çıkarken, saçlarda 1 follikülden 1 ile 4 arasında saç kılı çıkmaktadır. Buna foliküler ünite adı verilmektedir.
Ekim sırasında nakledilen yapılar bunlardır. Saç ekim sırasında kullanılan greft terimi ise foliküler ünitenin karşılığıdır. Eğer saç kılları tek tek ekilirse işlem başarısızlık ile sonuçlanacağından, saçlar foliküler ünite olarak ekilir.
Pratik olarak foliküler ünite, saç ekim teknik terimi ifadesiyle bir adet greftte 2 adet saç kılı olduğu var sayılır. Yani 1500 greftin ekilmesi yaklaşık 3000 adet saç kılının ekildiği anlamına gelir.
Bu teknik konu fiyatlandırmada bir illüzyon oluşturabilmektedir.
Esasında 1500 greft ekilen bir kişiye, greft olarak değil saç kılı olarak rakam verilmekte ve ”3000 ekim yapıldı”, denilerek yanıltıcı bilgi verilebilmektedir.
Başta saç kökü başına ucuz olarak sunulan fiyat, greft sayısı ile değil, saç kılı sayısı ile çarpılınca çok daha yüksek maliyetli bir hale gelmektedir.
Türkiye Saç Ekim Fiyatlarının Diğer Ülkelerle Kıyaslanması
Türkiye’de saç ekim fiyatları Avrupa ve Amerika’ya göre oldukça düşüktür. Bu durum saç ekim kalitesinin daha düşük olmasından kaynaklanmaz.
Aksine Türkiye yetişmiş ve eğitimli işgücü, kullanılan teknolojik ekipmanlar ve sterilizasyon koşullarının iyi derecede olması nedeniyle her yıl binlerce yabancıyı saç ekimi için ağırlamaktadır.
Türkiye, saç ekimi alanında güncel istatistiklere göre dünyanın bir numaralı ülkesi konumundadır. Her yıl kliniğimize ve Türkiye’ye dünyanın farklı coğrafyalarından insanlar saç ektirmek amacıyla gelmektedir.
Fiyatlar Piyasada Neden Bu Kadar Değişiklik Göstermektedir?
Bu durumun en büyük sebebi lisanssız işlem yapan merdivenaltı diye tabir ettiğimiz işletmelerdir. Bu işletmelerde doktor yoktur.
Farklı meslek gruplardan insanlar kendilerini ”saç ekim uzmanı” diye nitelendirerek işlem yapmaktadır. Hem ülkemizde hem de dünyada “saç ekim uzmanı” diye isimlendirilen bir branş yoktur.
Saç ekimi yapan ekibin yönetimi mutlaka dermatoloji uzmanı veya plastik cerrahi uzmanı yapmalı ve ekimlerde mutlaka doktorun bulunması gerekmektedir.
Saç ekimi ilgili yasalara göre sadece hastane ya da poliklinik statüsündeki cerrahi sterilizasyon gerekliliklerini yerine getiren ruhsatlı merkezlerde yapılabilir.
Eğer hastane ya da poliklinik statüsünde olmayan bir yerde işlem yapılıyorsa bu işlemin kaçak yapıldığı anlamına gelir.
Burada belirtilmesi gereken diğer bir nokta ruhsatlı hastane veya polikliniklerde saç ekimi yapılsa bile, saç ekimi ekibi içinde doktorun olmadığı durumla sıklıkla karşılaşılmaktadır.
Ruhsatlı hastane veya merkez dışında ki işletmelerde veya ekimi doktorun yapmadığı durumlarda genellikle sterilizasyon koşullarına dikkat etmediği için maliyetleri düşük olmakta bu şekilde işlemi ucuz diye nitelendirilebilecek fiyatlara yapabilmektedir.
Şunu da belirtmemizde fayda var:
Düşük maliyet her zaman daha kötü saç ekimi anlamına gelmez. İyi ekim yapamayan ve tecrübesiz bir ekibe sahip bir klinik daha yüksek ücret talep edebilirken tecrübeli bir klinik nispeten daha düşük ücret talep edebilir.
Teknik olarak söylemek gerekirse saç ekiminin yaş sınırı yoktur.
Örneğin; her hangi bir şekilde (yanık, kaza gibi) saçlarının bir bölümünü kaybeden bir çocuk için saç ekimi tıbbi bir gerekliliktir.
Saç ekimi çocukluk döneminde bile yapılabilir. Ancak androjenik alopesi denilen erkek tipi saç dökülmesi gibi sağlık ile doğrudan ilgili olmayan estetik bir sorun yüzünden saç ekimi düşünülüyorsa farklı şekilde değerlendirmek gerekir.
Estetik işlemlerin alt yaş sınırı genel olarak reşit olma yaşı, yani 18 yaş kabul edilmektedir. Ancak biz kliniğimizde elbette bu yaşı göz önünde bulundurmuyor ve bu yaşı herhangi estetik bir işlem için erken buluyoruz.
Saç ekimi önemli bir organizasyon gerektirir.
Organizasyonun ilk aşaması da planlamadır. Planlama göz önünde bulundurularak, kişiye özgü saç ekimi değerlendirilirken, ilk yanıtlanacak soru şudur:
”Saç dökülmesi devam ediyor mu?”
Saç dökülme hızının belirlenmesi tedavi seçeneklerini ortaya koyacaktır. Çeşitli senaryolar üzerinde açıklamak gerekirse;
SENARYO 1
Yaş 40. saç dökülmesi 20’li yaşların başında başlamış, adım adım ilerleyerek Evre 4 düzeyine gelmiş, son beş senedir çok yavaş ilerliyor. Bu durumda biz artık saç dökülmesi hızının oldukça azaldığına (saç dökülmesi hayat boyunca devam eder) karar veririz.
Bizim için operasyon açısından en rahat hasta grubunu oluşturur. Eğer donör alanı yeterli ise iyi bir operasyon sonrası, çok büyük olasılıkla ikinci bir ekime ömür boyu gereksinim duyulmayacaktır. Dökülme deva etse bile oluşacak açıklık kişiyi rahatsız etmeyecek boyutta olacaktır.
SENARYO 2
Yaş 25. Saç dökülmesi üç sene önce başlamış, saç dökülmesi hızlı ilerleyerek Evre 3 düzeyine gelmiş.
İkna etmekte en çok zorlandığımız hasta grubudur. Saç dökülmesi devam edeceği için bu kişilere ekim yapmak istemeyiz.
Hastamıza bir süre daha beklemesi gerektiğini, saç dökülme hızı yavaşladıktan sonra ekim yapılmasının uygun olacağını söyleriz.
Saç dökülmesi için önleyici medikal tedaviler ile bu süreci götürmeyi ve 30’lu yaşlarda saç ekimi için tekrar değerlendirmeyi öneririz.
Bu senaryo genellikle iki şekilde sonuçlanır. Kişi gider ve önerdiğimiz tedavi ile 5-6 sene geçirir, 30’lu yaşlarda saçlardaki açıklık artmış ama artık oturmuş durumdadır ve ekim yapılır.
Diğer bir durumda ise kendisine saç ekimi yapılması için ısrar eder. Israrcı olan kişiler saç dökülmesinden genellikle oldukça rahatsızdır ve ekimden sonra dökülmenin devam edeceğini göze alarak ekim yapılmasını isteyebilir.
Eğer bu kişiler saç ekimi yapılması yönünde ısrar ediyorsa, ileri süreçte bir kez daha ekime gereksinim duyacaklarını anlatarak ve ikinci, belki de üçüncü ekim bile düşünülecek şekilde donör alanını değerlendirip kullanırız.
SENARYO 3
Yaş 55. Saç dökülmesi 35 yaşından sonra başlamış, uzun süredir dökülme hızı çok yavaşlamış ve Evre 4’e ulaşmış durumda.
Ancak ense bölgesi donör alanında bulunan rezerv saçlarda yıllar içinde yoğunluğunu ve kalitesini kaybetmiş.
Bu kişinin planlaması çok önemli, çünkü bir kez saç ekimi şansı olacak. Bu ekimde de ense bölgesinden çok fazla greft alıp açıklık yaratmamaya dikkat etmek gerekecek. Bundan dolayı tüm açıklığın ideal bir şekilde kapatılmasının mümkün olamayacağını, gençlikteki görünümünü beklemesi gerektiğini detaylı bir şekilde anlatmak gerekir.
Sonuç olarak “saç ekimi kaç yaşında yapılır” ya da “saç ekimi hangi yaşta ideadır” ya da “saç ekimi yaş aralığı nedir” soruları için aklınızda kalması gereken ana noktalar şunlardır:
Eğer saçınızı saçınız dökülme sürecindeyken ektirirseniz birkaç sene sonra o zamanlar saç olan fakat şimdi dökülmüş olan bölgelerinizde açıklıklar ortaya çıkacaktır. Bu ise yeniden ekim ve yeni maliyetler anlamına gelecektir.
Saç ekiminin yapılabilmesi için her şeyden önce kişinin saçlarının kayıp tarzının belli olması gerekir.
Eğer kişi saç dökülme sürecinin başlarında ise veya dökülme halen şiddetli bir şekilde devam ediyorsa, saç ekimi sonrası oluşabilecek yeni açıklıklar için yeni seanslar dolayısıyla yeni maliyetlerle karşılaşılabilir.
Bu durumda eğer saç ekimi yapılırsa memnuniyetsizlik artar. Çünkü kişinin saçı dökülmeye devam etmekte, saçının sürekli farklı bölgeleri kelleşmeye devam etmekte ve bu döngü devam etmektedir.
Dolayısıyla saç ekimi için gelen kişinin eğer henüz saçlarının kayıp tarzı oluşmadıysa ekimden uzak durulmalı, gelecekte yeni maliyetler oluşturmaması için gerekli uyarılar yapılmalıdır.
İdeal greft ile ilgili bilinmesi gereken maddeler şunlardır:
– Doğal bir görünüme sahip olmanız için santimetrekare başına ekilmesi gereken greft belli bir rakamın altına inmemelidir.
Santimetrekare başına 20 ila 30 greft ideal ve ekim yapan doktor ve ekip tarafından ideal verimlilik alınabilecek rakamlardır. Diğer yandan bu sıklığın gerçekleşmesi veya altında kalması şu faktörlere bağlıdır;
Bu faktörler dikkate alınarak imkanlar ve beklentiler arasında bir denge sağlanmalı, ekilecek greft sayısına bu şekilde karar verilmelidir.
1- Donör bölge iyi kullanılmalıdır çünkü donör bölgeden çok fazla saç alınır ise o bölgede saçların seyrek görülme riski ortaya çıkar ki bu bölge yeniden eski haline getirilemez.
2- Eğer oldukça yoğun bir görünüm olması istenirse ve donör bölge elverişliyse daha fazla saç ekimi yapılabilir.
3- Bir kişinin kelleşmesi Norwood-Hamilton derecelendirmesine göre 6. veya 7 derecede ve bu kişinin donör bölgesi cılız, ince ve yoğunluğu düşük ise saç ekimi sonunda karşılacağı sonuç idealden uzak olacaktır.
Dolayısıyla bu kişi gerçekçi beklentiler içinde olmalı, doktor ise mucize yaratılamayacağını kendisiyle paylaşmalıdır.
4- DK Klinik Saç Ekimi Birimi olarak biz bir seansta 2500-3000 greftten fazla yapmaktan kaçınıyoruz. Teknik imkanlar buna el verse de bu rakamın üzerine çıkılması gerektiğinde, karşılıklı olarak ne getirip ne götüreceği konusunda detaylı bir şekilde karşılıklı tartışıyoruz.
5- Greft sayısı belirlenirken bütçe de önemli bir faktördür. Eğer iyi bir sonuç almak için size 2500 greft ekilmesi gerekiyor fakat bütçeniz 1000 grefti karşılayacak durumda ise alacağınız sonuç sizi tatmin etmeyecektir.
Biz böyle durumlarda sizi tatmin etmeyecek bir sonuç olacağı için paranızı harcamamanızı, bir süre daha biriktirdikten sonra gelmenizi öneriyoruz.
– Saç ekimi bizim için;
eldekilerle (donör bölge)
geleceği de düşünerek (donör bölgenin kısıtlı olması bu yüzden gelecek için de saklanması)
maksimum faydayı (en iyi görüntüyü)
sağlamak için dökülme gözlemlenen bölgelere nakil işlemidir.
Bu işin sanat kısmıdır. Buradaki sanat, az ile çoğu başarmaktır.
Önemli Bilgiler
Saç Ekiminde En Fazla Kaç Greft Ekilir?
Bir kişiden hayatı boyunca toplanabilecek maksimum greft sayısı 8.0000 ila 10.000’dir. Yine de bu durum kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Bir kişiye bir seansta(aynı günde) 4000’den fazla greft ekilmesini önermiyoruz.
Donör bölgesi kusursuz, oldukça verimli ve saç dökülmesi derece evre 7 olan bir kişiye maksimum ekilebilecek greft sayısı 6.000’dir. Bu oldukça az görülen bir durumdur. Eğer kişi 20’li yaşlarında 5000 greftlik bir ekim yaptırdıysa saç dökülmesi ileride de devam edeceği için 2. bir saç ekimine ihtiyaç duyması durumunda donör bölgesi yetersiz kalabilir.
Bu yüzden ekilmesi gereken greftle ilgili mutlaka doktorunuzla detayları konuşmanızı ve gittiğiniz saç ekim merkezine istediğiniz greft konusunda baskı yapmamanızı öneririz.
Saç ekim literatüründe kabul edilen % 50 kuralı denilen yaklaşımına göre, ışık altında saçlarınızın seyrekleştiğini fark ettiğinizde aslında saç yoğunluğunuzun % 50’sini kaybetmişsinizdir.
Diğer bir deyişle, saçlarının % 50’si dökülmemiş bir kişinin dökülmesinin olduğunu fark etmesi zordur. Eğer santimtrekare başına 60 saçınız varsa artık santimetrekare başına 30 saç teliniz vardır ve bu sizin fark etmenizi sağlamıştır.
Greft sayısı belirlenirken diğer bir faktör ise saçınızın karakteristik özellikleridir. Saç telleri kalın ve gür olan ya da saçı kıvırcık yapıda olan bir kişinin görüntüsündeki iyileşme için daha az grefte gerek varken, saç telleri ince ve cılız bir kişinin görüntüsündeki iyileşme için daha fazla grefte ihtiyaç vardır.
1 hektarlık boş bir arazi düşünün. Bu tarlayı tamamen doldurmak için hangi ağaçtan daha fazla olması gerekir? Gövdesi kalın, yaprakları gür bir ağaç mı yoksa gövdesi dar yaprakları,dalları seyrek bir ağaç mı?
Donör bölgede ortalama ekim için kullanılabilecek 6000 greft bulunur. Norwood-Hamilton ölçüsüne göre 5. Derecede kelliğiniz varsa yaklaşık olarak 200 santimetrekarelik bir bölgede dökülme vardır. Dolayısıyla donör bölgeden 6000 greft toplanıldığı varsayımı altında her santimetrekareye 30 greft ekerek açık olan bölge tamamen kapatılabilir. Burada tercihler önemlidir ve tarafımızdan şu sorunun cevabı aranır.
Donör bölgeden alınan ve elimizde sınırlı sayıda bulunan greftle dökülme bölgeleri ayırt etmeksiniz santimetrekare başına 30 greft mi ekilmeli yoksa başın ön bölgesine daha fazla örneğin (santimetrekare başına 40 greft) üst bölgesine daha az mı greft ekilmelidir?
Bu noktada doktorun taleplerinizi dinlemesi ve isteklerinize uygun olarak saç ekimini yapması beklenir. Bizim tecrübelerimiz saç ekimi için kliniğimize gelen kişilerin saç ön bölgelerinde daha fazla yoğunluk ile çok daha doğal görüntünün sağlandığı yönündedir.
Saç ekimi doktor kontrolünde, güvenilir merkezlerde, uzman bir ekibin desteğiyle yapıldığı takdirde son derece güvenli bir işlemdir. Diğer yandan saç ekiminde güvenliğin tam olarak sağlanması için uyulması gereken kurallar vardır:
1- Sağlık Bakanlığı tarafından, saç ekimi işleminin yapılmasına sadece hastane ve poliklinik (klinik) statüsündeki ruhsatlı işletmelerde yapılmasına izin verilmiştir.
İşlem yapılan hastane ve poliklinikler cerrahi sterilizasyon koşullarına uymak zorundadır ve denetlenirler.
Dolayısıyla eğer çeşitli nedenlerle merdivenaltı diye tabir edilen bir yerde işleminizi yaptırırsanız sağlık, maliyet ve işlem verimliliği açısından karşılaşabileceğiniz riskler vardır.
Saç ekimi yapan ekibin yönetimi mutlaka dermatoloji uzmanı veya plastik cerrahi uzmanı yapmalı ve ekimlerde mutlaka doktorun bulunması gerekmektedir
2- Saç ekimi işlemi, saç dökülme patterni açık şekilde belli olmayan kişilere yapılmamalıdır. Saçının ileride ne kadarının döküleceği, dökülürken nasıl bir pattern izleyeceği belli olmayan ki bu kişiler genellikle 30 yaşın altındaki saç ekim adaylarıdır, ileride yeniden saç ektirmek zorunda kalabilirler.
Ayrıca bu kişilerin saçları ekildikten sonra saçları dökülmeye devam edeceği için estetiksel açıdan olumsuz bir durumla karşılaşabilirler.
3- Eğer saç ekimi için ense bölgeniz dışındaki bölgeler donör bölge olarak kullanılırsa ileride ekilen saçların dökülme ihtimali artar. Bu yüzden saç ekimi işlemi ense bölgesindeki saçlar kullanılarak yapılmalıdır.
4- Yaygınlığı giderek azalsa da eğer FUT tekniği ile ekim yaptırmayı düşünüyorsanız, saçınızda oluşacak kesi alanından ötürü iz oluşacağını bilmeniz gerekir.
Her ne kadar FUE tekniğinde de iz oluşabilse de, bu izler yüzlerce minyatür izden oluştuğu için fark edilmesi oldukça güçtür. Ancak saçlar el ile aralanıp oldukça yakından bakılınca fark edilebilirler.
5- Saç folikülleri, genetik olarak dökülmemeye programlanmış ense üstündeki bölgeden değil de, kafanın bu bölge dışındaki yerlerinden toplanır ve ekilirse, ekilen saçlar tamamen dökülebilir.
Bunun nedeni saçın dökülme geni taşıyan bölgelerden toplanmasıdır. Bu durum yalnıza tecrübesiz doktor ve ekiplerin elinde gerçekleşir.
Saç ekimi işlemi güvenilir merkezlerde yapıldığı takdirde, lokal anestezi altında yapılan estetik bir operasyon olduğu için ciddi bir yan etki göstermez.
Saç ekimi yapılan ya da saçların toplandığı bölgede morarma, hassasiyet, kızarıklık ve sıcaklık artışı, saçın alındığı ya da nakil edildiği bölgelerde oluşan küçük kabuklar, hissizlik işlemden sonra görülebilecek geçici yan etkilerdir.
Operasyonun ciddi sayılabilecek risklerin arasında hastaların sadece küçük bir bölümünde görülen şok dökülmedir.
Şok dökülme ile yitirilen saçlar bir süre sonra yerine gelmektedir. Kişinin ekimden sonra estetik açıdan istediği sonucu alamaması diğer önemli bir risktir. Bunun için önceden çok iyi planlama yapılmalıdır.
Size yapılacak saç ekimi uygulaması öncesi dikkat edeceğiniz maddeler ve yapılacak işlemler aşağıda sıralanmıştır. Bunlara uymanız oldukça önemlidir. Bu sayede hem ekilen köklerin sağlıklı bir şekilde tutunabilmesi sağlanacak hem de köklerin topladığı bölge hızlıca iyileşebilecektir.
YASAKLAR
İşlemden 2 gün önceden itibaren sigara içmeyiniz. Sigara kan dolaşımını ve yara iyileşmesini olumsuz olarak etkilemektedir.
İşlemden 3 gün önceden itibaren alkol almayınız.
Aspirin ve diğer kan sulandırıcı ilaçlar 5 gün önceden itibaren kullanılmamalıdır.
Güçlü ağrı kesiciler sınıfına giren ibuprofen gibi antienflamatuar ilaçların alımı (ilaç listesi için bize danışabilirsiniz) 3 gün öncesinden kesilmelidir. İçinde parasetamol olan ağrı kesici ilaçlar kullanılabilir.
Saç dökülmesini önlemek için kullanılan minoksidil içeren solüsyonların kullanımı 3 gün öncesinden kesilmelidir.
B ve E vitaminlerinin kanamayı arttırabilme ihtimallerine karşı alınması 1 hafta önceden kesilmelidir.
İçinde bu vitaminleri içeren multivitamin ilaçlarının alınmamasına da dikkat edilmelidir. Ayrıca ginseng, ginko biloba ve sarımsak ekstraktları içeren ilaçların alınması da 1 hafta önceden bırakılmalıdır.
İşlemden 2 gün öncesinden itibaren fazla baharatlı yiyecekler yemeyiniz.
İşlem günü çok fazla çay, kahve ve kolalı içecek tüketmeyiniz. Özellikle işlem günü kahve içmeyiniz.
İçeriği bilinmeyen, özellikle karışım şeklinde olan bitki çaylarının kullanımı 1 hafta önceden kesilmelidir. Bazı bitkilerin kan sulandırıcı etkisi vardır.
Yaklaşık 2 hafta önceden itibaren başınızın güneşte kalmamasına özellikle yaz aylarında dikkat ediniz. Başınızın bronzlaşmamış ve güneş yanığı olmama çok önemlidir.
Operasyon öncesi saçlarınızın kısaltılması kliniğimizde yapılacaktır.
Sabah işleme gelmeden önce alacağınız bir duşla ile saçlarınızı yıkamalısınız.
Operasyondan önce kliniğimizde çeşitli açılardan fotoğraflarınızı çekeceğiz.
Operasyon öncesi kan değerlerinizin yapılacak işlem için herhangi bir engel teşkil edip etmediği alınan kanın analizi ile test edilecektir.
Kanınız kliniğimizde alınacak ve laboratuvara yollanacaktır. Size yapılacak tetkikler tam kan sayımı, kanama ve pıhtılaşma testleri, rutin biyokimya testleri, hepatit ve HIV marker testleri olacaktır.
Her hangi bir hastalığınızdan dolayı (hipertansiyon, tiroit, kolesterol, diyabet gibi) düzenli kullandığınız ilaçlar varsa bunlara devam ediniz. Ancak bu ilaçları mutlaka önceden doktorumuza söylemeniz gerekiyor.
İşlem öncesi özellikle kullanmanız gereken ürünler yoktur. İşlem öncesi başlanması gereken size gerekli ilaçlar klinikte verilecektir.
İşlem öncesi kahvaltınızı edebilirsiniz, aç karına gelmenize gerek yoktur. İşle sırasında ara verilerek öğlen yemeği yemeniz sağlanacaktır.
Uzun bir işlem süresi olduğu için rahat giysiler tercih etmeniz yerinde olacaktır. Ayrıca başınızın geçirilerek giyilmesi gereken tişört gibi giysilerden ziyade önden düğmeli giysileri tercih etmeniz kolaylık sağlayacaktır. Bu olanak yoksa oldukça geniş yakalı tişört giyebilirsiniz. Eşofman giymeniz sizin rahatınız iyi daha iyi olabilir. .Ayrıca yanınızda bir adet alt ve üst giysi yedek getirmeniz iyi olacaktır.
Operasyon sırasında size verilecek bazı ilaçlar ve uzun süreli yatmadan işlemden sonra araba sürmenizi tavsiye etmeyiz. Önleminizi buna göre almanız yerinde olacaktır.
Saç ekimi sonrası kesin bir yatak istirahatine gereksinim yoktur. Saç ekiminden hemen sonra her hangi bir aktivite planlamayıp, o gün ve geceyi dinlenerek geçirmeniz gerekir. Ekim sonrası günleriniz rahat geçecektir.
Ayrıca her hangi bir gereksinim olmadığı halde bir hafta kadar işe gitmemek kendinizi rahat hissetmenizi, bir sürü soru ile karşılaşmanızı önleyebilir
Size yapılacak saç ekimi uygulaması öncesi dikkat edeceğiniz maddeler ve yapılacak işlemler aşağıda sıralanmıştır.
Bunlara uymanız oldukça önemlidir. Bu sayede hem ekilen köklerin sağlıklı bir şekilde tutunabilmesi sağlanacak hem de köklerin topladığı bölge hızlıca iyileşebilecektir.
Biz başarılı bir estetik müdaheleyi ”görüntüde kusursuza yakın bir iyileşme” olarak adlandırırız. FUE saç ekiminde, donör bölgeden greftler toplanır, kafanızda açıklık olan yerlere nakledilir. Donör bölgemizde sınırsız sayıda greft yoktur.
Sık saçlara kavuşmak için donör bölgesinde yeterli miktarda toplanabilir nitelikte grefte sahip olan kişiler, saç ekiminden sonra saçları dökülmeden önceki hallerine oldukça yakın bir görüntüye sahip olabilir.
Ancak donör bölgesinde kaliteli greft sayısı yüksek olmayan kişiler ekim yapıldıktan sonra her ne kadar oldukça iyi sayılabilecek bir görüntüye sahip olsa da görüntü saç dökülmeden önceki haliyle aynı olamaz.
Donör bölgesi yoğun olmayan kişilerde doktorların en çok dikkat etmesi gerek nokta, ileriyi düşünerek hareket etmektir. Eğer donör bölgesi yoğun olmayan bir kişiden çok fazla sayıda greft toplanırsa hem donör bölge cılızlaşarak kötü görünebilir hem de ileride ihtiyaç duyulacak muhtemel bir ikinci operasyon donör bölgede yeteri kadar greft olmamasından dolayı imkansız hale gelir.
2009’dan sonra FUE tekniğinin yaygınlaşması ile birlikte başarı oranında bir artış olduğu gözlemlenmektedir. Bunun nedeni FUE’nun FUT’a göre daha kolay ve başarı şansı yüksek bir işlem olmasınan kaynaklanmaktadır.
Doktor gözetiminde yapılan bir saç ekim işleminde başarısızlık oranı düşüktür diyebiliriz. Yetkin bir saç ekim merkezinde yapılan ekimlerde greftlerin tutma oranı %85-%95 arasında olmaktadır.
İşlem uygulanırken sterilizasyon koşullarına dikkat edilmesi, thermasol gibi greftleri destekleyici sıvıların kullanılması, iyi bir saç önçizgisi belirlenmesi, saç ekiminde uzman, eğitimli bir ekibin işlemi uygulaması ve saçları ekilen kişinin doktorun tavsiyelerine uyması operasyonun başarı şansını oldukça yükseltir.
Diğer yandan ekilen saçların yaklaşık %10’u hayatınız boyunca dökülmeye devam eder. Bu beklenilen bir süreçtir.
Birçok doktora göre saç ekilen kişinin hayatı boyunca ekilen saçlarının %15’inden fazlasını kaybetmesi işlemin verimsiz olduğunu gösterir.
Başarı oranını belirlerken 3 noktanın göz önünde tutulması önemlidir:
Saç köklerinin alınabileceği en verimli bölge ense arkasındaki bölgedir. Bu bölge genetik olarak dökülmemeye programlanmıştır.
Ön bölgelerdeki saçınızla aynı özellikleri taşır. Bilimsel açıdan bakıldığında bacak, çene ya da göğüs bölgesinden alınan köklerle de ekim yapılması mümkündür ancak bu bölgelerdeki kılların yapısı saçlarınızın yapısıyla aynı özellikleri taşımayabilir ki bu durum doğal görünmeyen sonuçlara ya da ekimin başarısının düşmesine neden olabilir.
Kliniğimizde FUE saç ekimi lokal anestezi altında yapılmaktadır. Böylece isterseniz operasyon süresinde müzik dinleyebilir, film izleyebilir ya da telefonunuzla ilgilenebilirsiniz.
Ekipte çalışan personel sayısı ve ekilecek greft sayısına göre değişiklik göstermekle birlikte saç ekim işlemi ortalama 6 ila 9 saat sürer.
Eğer greft sayısı çok yüksek olursa 2. güne sarkabilir çünkü bir günde saç derisinin çok fazla travmaya bağlı kalması şok dökülme ihtimalini yükseltir.
Ekim süresince film izleyebilir, kitap okuyabilir ya da telefonunuzla ilgilenebilirsiniz.
Saç ekimi işlemi her ne kadar uygulanan metotlar değişse de yaklaşık 60 senedir uygulanmaktadır. Bu 60 senede teknikler ve kullanılan teknoloji iyileşmiş, doktorların sahip olduğu birikim artmış, böylelikle hastaların hissettiği acı günden güne azalmıştır.
Saç ekimi lokal anestezi altında yapıldığı için işlem süresince hemen hemen hiç ağrı hissedilmez. Ancak ekimden sonraki bir gün kadar, özellikler de lokal anestezinin etkisi geçince hafif ağrı hissedilebilir.
Hissedeceğiniz acı, doktorumuzun vereceği ağrı kesicilerle minimum düzeyde tutulacaktır. Ayrıca ekim yapılan bölgede kızarıklık, ağrı ve rahatsızlık işlemden sonraki birkaç gün boyunca hissedilebilir. Belirtmeliyiz ki çoğu hastamız ekim sonrası süreçte ağrı kesiciye gereksinim duymamıştır.
İşleme başlandığında lokal anestezi iğneleri yapılırken bir miktar acı hissedebilirsiniz. Hissedeceğiniz acı düzeyi diş hekimine gittiğinizde ağrı hissetmemeniz için yapılan iğnelerin acısına oldukça yakındır.
İşlem süresince kafa derinizde bir gerilme hissedebilirsiniz. Bu gerilme hissi FUT tekniği ile yapılan ekimlerde daha fazla hissedilir.
Kliniğimizde FUE tekniği kullanıldığı için gerilme hissi hastalarımıza rahatsızlık vermemektedir.
Ağrı eşiği hastadan hastaya değişiklik gösterdiği içini bazı kişiler bu gerilme hissini ”hafif ağrı” olarak tanımlarken, birçok hastamız neredeyse hiçbir rahatsızlık hissetmediğini söylemektedir.
Saç ekimi işlemin yapılmasındaki amaç hastanın estetik görüntüsünde iyileşmenin sağlanmasıdır. İşlemden memnuniyet düzeyi oldukça üst seviyededir ve bu durum birçok hastanın oluşabilecek kızarıklık, ağrı gibi geçici yan etkileri görmezden gelmesine neden olmaktadır.
DK Klinik Saç Ekim Birimi’nde işlem yaptıran hastalarımızın işlem boyunca canlarının sıkılmaması ve dikkatlerinin işleme yoğunlaşmaması için çeşitli dergiler, kitaplar, müzik, tablet vs bulundurulmaktadır.
Ayrıca işlem yapılan koltuk, saç ekim hastalarının işlem boyunca rahat hissetmeleri için özel tasarlanmıştır.
FUE saç ekimi işinde uzman bir doktor ve ekip tarafından yapıldığı takdirde gözle görülebilir şekilde iz bırakmaz. Burada özellikle belirttiğimiz nokta ”gözle görülür” şekilde iz bırakmamasıdır.
FUT yöntemine göre yaralar çok daha küçük olsa da cerrahi bir işlem olduğu için donör bölgede minimal düzeyde ve yakından kaldırılıp bakıldığında izler görülebilir.
İşleminiz esnasında punch kaleminin ucundaki aparatlarda 1 mm’nin üzerinde başlıklar ne kadar çok kullanılırsa cildinizdeki hasarın milimetrik çapı o kadar artar.
Örneğin tamamen 1 mm’lik aparatlarla çalışılırsa saç derinizde yüzlerce 1 mm’lik minimal izler olacaktır ki bunlar saçlarınız oldukça kısa kesilmediği takdirde fark edilmez.
Çıkan saçlarınız kendi doğal saçlarınızdır ve aynı özellikleri taşır. Dolayısıyla saçlarınızı tarayabilir, kestirebilir, uzatabilir ya da isteğinize göre boyatabilirsiniz. Ancak aşağıdaki maddelere dikkat ediniz:
Hayır, uzamaz fakat kökler saç derisinin diğer bölgelerinde göre oldukça sık kök yapısına sahip olan ense bölgesindeki donör bölgeden alındığı için saçların seyrelmesi göze batmayacaktır.
Alınan kökler aralıklı alındığından boşluklarda olmayacaktır. Bu bölgedeki kökler oldukça sıktır. Dıştan herhangi bir şekilde belli olamayacaktır.
Ancak saçlar kaldırılıp, yakından bakılırsa alışkın bir göz o bölgeden saçların toplandığını anlayabilir.
Ekimden hemen sonra 15 gün içinde ilk ekilen saçların büyüdüğü fark edilecektir.
Bu durum bir süre daha devam eder ve 2-3 ay sonra ekilen saçlar dökülür.
Dökülmenin ardından 3. ayda yeniden çıkmaya başlar ve bunlar artık kalıcı saçlardır. Saçlarınızın istenilen forma girmesi ise 1 sene sonunda olur.
Yapılan işlem sonrası aşağıda dikkat edeceğiniz maddeler sıralanmıştır. Bunlara uymanız oldukça önemlidir. Bu sayede hem ekilen köklerin sağlıklı bir şekilde tutunabilmesi sağlanacak hem de köklerin topladığı bölge hızlıca iyileşebilecektir.
YASAKLAR
İşlemden sonra 7 gün süresince sigara içmeyiniz.
İşlemden sonra 7 gün süresince alkol içmeyiniz.
Kan sulandırıcı ilaçlar kesinlikle kullanılmamalıdır. (Bu ilaçların ne olduğunu öğrenmek için bizimle iletişime geçebilirsiniz.)
İşlemden sonra 3 ay süresince hamam ve saunaya gitmeyiniz.
İşlemden sonra 3 ay süresince güneşlenmeyiniz.
İşlemden sonra 3 ay süresince solaryuma girmeyiniz.
İşlemden sonra 1 ay süresince deniz veya havuzda yüzmeyiniz.
İşlemden sonra 1 ay süresince spor aktivitesi yapmayınız.
İşlemden sonra 1 ay süresince ağırlık kaldırmaktan kaçınmalısınız.
İşlemden hemen sonra bile hafif fiziksel aktivitede bulunabilirsiniz. Kısa ve hafif yürüyüşler, hafif kültürfizik hareketleri yapabilirsiniz.
Burada dikkat etmeniz gereken nokta çok terlememenizdir. Hafif bir terlemenin olacağı düzeyde bu aktiviteleri kısa süreler ile yapabilirsiniz.
Yukarıda 3 ay süresinde güneşlenmeden kaçınmanız önerilmiştir. Ancak güneşlenme amacı ile bile olmasa da günlük yaşamda veya iş yaşamınızda doğrudan güçlü güneş ışığına maruz kalmaktan kaçınmalısınız.
Doğrudan güneş ışına maruz kalmaktan ilk 14 gün süresince kaçınmanız önemlidir. Başınızı sıkmayacak geniş ve temiz bir şapka giymenizi öneririz.
Bu şapka size kliniğimiz tarafından verilecektir. Güneşin güçlü olduğu bir şehirde yaşıyorsanız veya yaz aylarında ise güneşten korunmayı 3 aya kadar uzatmanız oldukça faydalı olacaktır. Ekim işleminiz yaz aylarında yapıldı ise, yaz boyunca güneşten korunmayı ihmal etmeyiniz.
İşlemden sonra 14 gün süresince tavsiye edilmemektedir.
Saç ekimi sonrası saçların durumunu kontrol etmek için sıklıkla elle temas edilir. Bundan kesinlikle kaçınmalısınız.
Çünkü elle kontrol saçların köklerinde enfeksiyona neden olmaktadır. Follikülit dediğimiz kıl kökü enfeksiyonu oluşabilir. Küçük pembe-kırmızı oluşumlardır. Bazen uçları iltihap toplayabilir. Kaşıntılı olabilir. Bunları kesinlikle ellememelisiniz, çünkü diğer köklere yayabilirsiniz.
KULLANILMASI GEREKEN ÜRÜNLER
İşlem sonrası ilk 8 gün ilaçlar ve ilk 2 hafta yıkama sırasında bazı ürünleri kullanmanız gerekmektedir.
DİNLENME
Saç ekimi sonrası kesin bir yatak istirahatine gereksinim yoktur. Saç ekiminden hemen sonra her hangi bir aktivite planlamayıp, o gün ve geceyi dinlenerek geçirmeniz gerekir.
Ekim sonrası günleriniz rahat geçecektir. Ayrıca her hangi bir gereksinim olmadığı halde bir hafta kadar işe gitmemek kendinizi rahat hissetmenizi, bir sürü soru ile karşılaşmanızı önleyebilir.
UYKU
İlk 3 gece yüksek yastık kullanmanız, hatta üst üste 2 yastık kullanmanız (yaklaşık 45 derecelik açı olacak şekilde), baş bölgesindeki şişliğin inmesi için önemlidir.
Sırt üstü veya yan yatabilirsiniz. Ancak kesinlikle yüzükoyun yatmayınız. Ekim alanının yastığa değmemesine özen gösterin.
Eğer tepe bölgenize ekim yapılmış ise sırt üstü yatarken de yastığın ekilen saçlara değme olasılığı var ise bir havlu rulo haline getirilerek boyun altına konulmalıdır. Böylece ekilen saçların yastığa teması önlenir.
BAŞ BANDI
Baş bandı kullanılması kafa bölgenizde şişlik oluşmasına karşı önlem sağlayacaktır. Baş bandının takılmasına ilk yıkamadan sonra başlanacaktır. Bu zaman kadar işlem sonrası bizim yapacağımız bandaj bu işlevi yerine getirecektir.
Baş bandının takılmasına kliniğimizde yapılan ilk yıkamadan sonra başlanacaktır. Baş bandını 2 gün süresince takmanızı tavsiye ederiz.
DİKKAT: Baş bandı ile kesinlikle uyumayınız. Baş bandını temiz tutun arada bir yıkamanız iyi olacaktır. Baş bandını takıp çıkarırken elinizle çok genişleterek yapınız, ekilen saçlarınıza sürterek çıkmamasına özen gösteriniz.
ŞAPKA
Hem güneşe, hem de diğer dış hava koşullarına (yağmur çiselemesi, toz gibi) karşı koruyuculuk sağlayacaktır.
Bunun dışında hava durumu uygun ise ve kapalı mekanda şapka takmayın. Şapka takmaya işlemden sonra 5. gün başlayabilirsiniz.
Şapkayı başınıza çok hafifçe oturtarak takınız, sıkıca yerleştiremeyiniz.
Takarken iki elinizle başınıza hafifçe bırakır şekilde takınız ve çıkarırken iki elle yukarı doğru çekerek çıkarınız. Ekilen saçlarınıza sürtme hareketinin olmamasına dikkat ediniz. Şapkayı temiz tutun arada bir yıkamanız iyi olacaktır.
SAÇLARIN YIKANMASI
Saç ekimi sonrası saçların yıkanması ve bakımı ekilen saçların sağlığı için oldukça önemlidir. Bundan dolayı çok hassas bir şekilde kurallarına uygun bir uygulama yapınız. Yıkama günleri ve yıkama şu şekilde olmalıdır.
OPERASYON SONRASINDA KARŞILAŞACAĞINIZ OLASI DURUMLAR
Bir cerrahi işlem geçirdiniz, bundan dolayı bazı durumlar ile karşılaşabilirsiniz:
AĞRI
İşlemden sonra birkaç gün hafif ağrı olabilir. Bu durumda size reçete edilen ağrı kesiciyi kullanabilirsiniz.
ŞİŞLİK
Ekim sonrası şişlik ve ödem beklenen bir durumdur. Şişlik kafa derisi, alın, bazı durumlarda gözler düzeyine kadar gelebilir. Şişlik 2 ile 5 gün kadar sürebilmektedir. Endişe edilecek bir durum yoktur. Şişliğe karşı önlemler şunlar olacaktır:
KAŞINTI
Saç ekimi sonrası sık karşılaşılan bir durumdur. Tüm kafatasında olabilir. İyi bir bakım, yıkamaların zamanında yapılması, önerilen losyonun düzenli kullanılması kaşıntının önüne geçecektir.
Ancak bazı kişilerde daha fazla olabilir. Saçlarınızın alındığı donör bölgede ise kaşıntı daha uzun 1-2 ay kadar sürebilir. Bu durumda kliniğimizle irtibata geçiniz, antihistaminik kullanmanız gerekebilir.
FOTOĞRAF ÇEKİMİ
Operasyondan önce kliniğimizde çeşitli açılardan fotoğraflarınızı çekeceğiz. Ayrıca hemen operasyon sonrası ve ilk yıkama sonrası da kliniğimizde fotoğraflarınız çekilecektir.
Ancak süreci izleyebilmemiz için daha sonra da belli aralıklar ile fotoğraflarınızın çekilmesi gerekmektedir. Bunlar işlem sonrası 14. gün, 1 ay, 3 ay , 6 ay 12 ay olacak şekildedir.
Eğer Antalya’da iseniz kliniğimize gelip hem sizi görmemiz hem de fotoğraflarınızı çekmemiz çok faydalı olacaktır. Eğer gelemeyecek durumda iseniz fotoğraflarınızı bize yollamanız süreç takibi açısından çok faydalı olacaktır.
DK Klinik Nerededir?
DK Klinik Antalya’da yer almaktadır.
Antalya Lara Bölgesinde, Akra Barut oteli 100 metre geçtikten sonra sağ tarafta yer almaktadır. Özel Yaşam Hastanesi’nin ve Carrefoursa Alışveriş Merkezinin karşısında yer bulunmaktadır.
Antalya’yı Keşfedin:
Saç ekim işlemi Sağlık Bakanlığı’nın ilgili yasalarınca yalnızca poliklinik ve hastahane statüsündeki merkezlerde yapılabilir.
İşlemlerimizi cerrahi sterilizasyon koşulları altında kliniğimizde gerçekleştirmekteyiz.
Hukuki olarak hastanın öncesi sonrası resimlerinin paylaşılması yasaktır.
Bu görsellerin sadece bilimsel amaçlı kullanılması ve paylaşılması yasaldır.
Eğer kliniğimizde yapılan operasyonların öncesi sonrası resimlerini görmek istiyorsanız bize e-posta göndererek talebinizi iletiniz.
Talep tarafımıza ulaştıktan sonra izin aldığımız kişilerin resimleri kişisel e-posta adresinize gönderilecektir.
AQICS metodu, kliniğimizde saç ekim işleminin verimliliğini yükseltmek için benimsediğimiz prensipler ve yaklaşımlar bütünüdür.
Kanal tekniği, kalem tekniği, ICE Fue tekniği, robotik cerrahi ya da karar verme aşamasında birçok kafanızı karıştıran teknik aslında FUE tekniğinin farklı yorumlanış biçimleridir. Bu alt tekniklerden hangisini tercih ettiğiniz uygulayan kişi işinde uzman olmadıkça bir önem taşımamaktadır. Bu alt tekniklerden birinin diğerine göre daha iyi sonuç verdiğine dair bilimsel araştırma yok denecek kadar azdır.
Biz tekniklere odaklanmak yerine, AQICS prensipler bütününü benimser ve ancak bu şekilde sonuçları tatmin edici bir saç ekiminin mümkün olacağına inanırız.
AQICS prensiplerimizin açılımı şu şekildedir:
AESTHETIC (ESTETİK)
DK Klinik Saç Ekim Birimi’nde bilimselliğe dayanan estetik anlayışı yaklaşımımızın temelini oluşturur.
Gerek hastalarımızla kurduğumuz iletişim sonucunda gerekse bu alanda yapılan araştırmalar ışığında saç ekimi yaptırmak isteyen herkesin ”daha iyi bir görüntü” istediğiniz biliyoruz.
Eğer sizi estetik olarak daha iyi bir noktaya taşımayacaksa saç ektirmenin hiçbir gerekli nedeni olmadığının farkındayız.
Henüz işleme başlamadan önce nasıl bir görüntü istediğinizi, neler bekleyebileceğinizi sizinle konuşur ve nihai olarak olabilecek en iyi görünümüze kavuşmanızı amaçlarız.
Saç ekiminde istenilen sonucun yakalanması ancak bilim ve estetiğin aynı potada eritilmesiyle mümkün olur.
QUALITY (NİTELİK)
Daha fazla yapmak yerine daha iyi ve kaliteli yapmayı amaçlarız.
Örneğin, bir gün içerisinde 5.000 greft ekim yapılması bir saç ekim hastası için en iyi sonucu vermez.
Bir gün içerisinde daha fazla greft ekilmesi kafanızda daha fazla tramva oluşacağı anlamına gelir ve bu ileride saçlarınızın kaybedilmesi, kısıtlı zamanda yapılmasından dolayı ekimlerin kalitesiz yapılması gibi birçok olumsuz duruma neden olabilir.
Deneyimlerimiz ve yapılan araştırmalar yüksek miktarda greft ekimlerinin günlere yayılarak yapılmasının daha etkili olduğunu göstermiştir.
Bu durum her ne kadar maliyetlerimizi yükseltse de prensiplerimiz gereği bir günde 3000 greftten fazla ekim yapmayız ve daha fazlası için ertesi güne yeniden randevu veririz.
Bizim için nitelik, niceliğin her zaman önündedir.
IMPROVEMENT (GELİŞTİRME)
DK Klinik Saç Ekim Birimi olarak daha iyiyi ararız ve tüm süreçlerimize artı değer yaratacak, iyileştirme adımları ekleriz.
Örneğin, klasik olarak punch ile ekim yapılması birçok klinik için yeterlidir fakat biz iyileşme süresinin kısalması ve saçlarınızın daha hızlı büyümesi için PRP işlemi uygularız.
Ya da donör bölgenizden toplanan greftleri hypotermasol adı verilen bir solüsyon içerisinde bekletiriz. Bu solüsyon, greftleri besler ve saç ekiminizin başarılı olmasına yardımcı olur.
Donör alanınızın kalitesini mutlaka verilere dayalı olarak inceleriz, ayrıca ekim sürecinin başlangıcında toplanan saçlarınızın ekilmeden mikroskop altında analiz ederiz.
Tamamı ISHRS sertifikasına sahip personelimiz ulusal ve uluslararası saç ekim bilimsel toplantılarına katılarak bilgilerini sürekli tazeler ve bilimsel gelişmeleri takip eder.
Saç ekimi alanında bilimsel geçerliliği olan yenilikleri takip eder ve süreçlerimize dahil ederiz.
CONTROL (KONTROL)
DK Klinik Saç Ekim Birimi olarak daha iyiyi ararız ve tüm süreçlerimize artı değer yaratacak, iyileştirme adımları ekleriz.
Örneğin, klasik olarak punch ile ekim yapılması birçok klinik için yeterlidir fakat biz iyileşme süresinin kısalması ve saçlarınızın daha hızlı büyümesi için PRP işlemi uygularız.
Ya da donör bölgenizden toplanan greftleri hypotermasol adı verilen bir solüsyon içerisinde bekletiriz. Bu solüsyon, greftleri besler ve saç ekiminizin başarılı olmasına yardımcı olur.
Donör alanınızın kalitesini mutlaka verilere dayalı olarak inceleriz, ayrıca ekim sürecinin başlangıcında toplanan saçlarınızın ekilmeden mikroskop altında analiz ederiz.
Tamamı ISHRS sertifikasına sahip personelimiz ulusal ve uluslararası saç ekim bilimsel toplantılarına katılarak bilgilerini sürekli tazeler ve bilimsel gelişmeleri takip eder.
Saç ekimi alanında bilimsel geçerliliği olan yenilikleri takip eder ve süreçlerimize dahil ederiz.
SCIENCE (BİLİMSELLİK)
Bilimsel olarak etkinliği kanıtlanmamış hiçbir ürünü ya da uygulamayı sürece dahil etmeyiz.
Ayrıca saç ekimi işleminin tüm dünyada daha iyi bir noktaya gelebilmesi için araştırmalar yapar, bu sonuçları dünya kamuoyuyla paylaşırız.
Kliniğimizde yapılan saç ekimi süreçlerinde bir dermatolog, bir saç ekim doktoru ve tamamı sağlık personeli olan saç ekim ekibi yer alır. Her birinin görev tanımları bellidir ve uzmanlık alanlarından faydalanarak bilimin ışığında hareket ederler.
Kısacası sadece ve sadece bilimden ilham alırız.
Kalem yöntemi, implanter yöntemi, implanter pen yöntem, veya Choi implanter isimleri verilen tekniklerin hepsi aynı yöntemi kast etmektedir.
FUE yönteminin bir çeşidi olan implanter pen ile saç ekimi, hastanın saç derisiyle fiziksel teması azaltmak için Yung Chul Chou tarafından Kyungpook Ulusal Üniversitesi’nde ilk olarak ortaya konulmuştur. Bu yöntemin amacı saç derisinin daha az travmaya maruz kalması bu da iyileşme süresini kısaltmasıdır.
Bu teknikte kullanılan kalemlerinin ucunun ince olması saç ekiminin daha sık olmasını sağlamaya yardımcı olur. Yine de belirtmek isteriz geleneksel FUE tekniği olan kanal yönteminde de sık ekim mümkündür.
Diğer yandan kalem ucunun ince olması bölgedeki travmanın azalmasına yardımcı olmakta, bölgede kanal açılmadığından dolayı iyileşme süresi genellikle kısalmaktadır.
Ense bölgesinden alınan saçlar kaleme yerleştirilir ve kanal açılması için vakit kaybedilmediğinden, ekim hemen yapılmaya başlanır. Böylece greftlerin toplanmasıyla ekilmesi arasındaki zaman kısaldığından bu ekilen greftlerin kalitesinin artmasına yardımcı olabilir.
Kalem tekniğinin diğer bir avantajı ise kanallar açılırken açının daha rahat bir şekilde verilmesine imkan sağlamasıdır. Böylece saç dizaynı daha başarılı olabilmektedir.
Evet, piyasada kalem tekniği ile saç ekimi için kullanılan kalem çeşidi vardır. Bunlardan biri Choi pen’dir. Diğeri ise Lion pen’dir.
Bu kalemler dışında birçok farklı doktor ve marka kendi ihtiyaçlarını en iyi görecek kalemi geliştirmekte ve bu kalemlerin patentini almaktadır.
Çin’den ithal edilen bazı kalemler sorunlu olabilmektedir.
Bu noktada, herhangi bir kalemin diğerinden daha iyi sonuçlar verdiğine dair bir araştırma yoktur.
Doktor ve ekibi hangi kalemi kullanırken kendilerini rahat hissediyorsa, o kalem ile yapılan saç ekimi en iyi sonucu verecektir.
İnternette araştırma yaptığınızda kalem tekniğinin diğer tekniklere göre çok daha sık bir ekime imkan verdiği gibi bilimsel bir kaynağı olmayan cümlelerle karşılaşabilirsiniz.
Kalem tekniği uygulanmadan önce de FUE ya da FUT tekniği sık ekim yapılmasına imkan sağlıyordu.
Saçların sık ekilmesi için hastanın donör bölgesinin yeterli olması, ekibin tecrübelerinden faydalanarak işini itina ile yapması gibi birçok faktöre bağlıdır.
Bilimsel literatürde kalem tekniğinin diğer tekniklere göre daha sık bir ekime izin verdiğine dair kanıt henüz yoktur.
Kalem tekniğinin en büyük avantajı iyileşme süresinin nispeten kısa olması ve kimi kaynaklara göre ekilen greftlerin tutma olasılığının daha yüksek olmasıdır.
Bizim tecrübelerimiz de bu durumu teyit etmektedir.
İsviçre’de bulunan ve saç ekimi yapan bir kliniğin doktoru olan Conradin von Albertini bu konuda bir araştırma yapmıştır. Bu araştırma sonuçlarına göre, iddia edildiği gibi greftlerin kaleme sıkışması ve greftlerin kalitesinin düşmesi söz konusu olmamıştır. Dolayısıyla bu bilgi doğru değildir. Ancak elbette bu konu tecrübeli bir ekip varlığında bu sonuçlar söz konusu olmaktadır.
Kliniğimizin üyesi olduğu, dünyadaki saç ekimi konusunda en yetkili üst kurul olan ISHRS iki saç ekim tekniğini listelemektedir. Bunlardan biri FUE, diğeri ise FUT’dur.
Kanal , Implanter Pen, Neograft ya da robotik cerrahi birer araç ya da tekniktir. Ice FUE, DHI ya da gold FUE denilen yöntemlerin hepsi aslında bir FUE tekniğidir.
Aracı iyi kullanan şöför olmaz ise eninde sonunda seyahat kaza ile sonuçlanacaktır. Araçlara odaklanmak yerine doğru saç ekim merkezini seçmek önemlidir. Saç ekimi yapacak doktorun bilgi birikimi ve ekibinin tecrübesi, seçeceğiniz teknikten çok daha önemlidir.
İyi bir merkezde saç ekimi hangi FUE tekniğiyle uygulanırsa uygulansın başarılı sonuçlar elde edilecektir.
DK Hair Klinik, Antalyada’da bulunan saç ekim merkezinde ihtiyaca ve kişinin uygunluğuna göre hem kanal hem de Implanter Pen tekniğini uygulamaktadır.
İmplanterlerin deriye graftın yerleştirilmesini sağlayan keskin uçları oldukça pahalıdır. Bir operasyonda birden fazla iğne ucu kullanılmaktadır ki bu iğne uçlarının fiyatları 40 doları geçmektedir. Yüksek greft ekimi gerektiren operasyonlar 10’dan fazla iğne kullanılabilmektedir. Her ekim sonrası bunlar bir daha kullanılmadığından, maliyeti oldukça yükseltmektedir.
Diğer yandan implanter pen-FUE yönteminde operasyon için, kanal-FUE yöntemine göre daha fazla personelin çalışması gerekmektedir.
Size daha iyi bir kullanıcı deneyimi sunabilmek için, google analytics ve facebook pixel çerezi kullanıyoruz. Detaylı bilgi için kişisel verilerin korunması hakkında açıklama metnimizi inceleyebilirsiniz.
https://www.dk-klinik.com.tr/internet-sitesi-cerez-aydinlatma-metni
Sarvon® Web Tasarım